Bu Blogda Ara

6 Nisan 2018 Cuma

1.GALAYA ALINMAYACAK ZATLAR KİŞİLİKLER.



GALAYA ALINMAYACAK ZATLAR KİŞİLİKLER..2
T.C. Devleti sınırları içindeki bütün insanların virüslü beyinler olduğu kabul edilmelidir. Bir konuda doğru teşhis koyan diğer konuda bilerek veya bilmeyerek yanlış teşhis koyup hastayı oyalamaktadırlar.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=174023339715742&id=100013242319421

Dindarlar için “devletin doğruları” önce geliyor...



7 yorum:

  1. Doğruyu bildiği halde yanlışı yapıyorsa veya doğruyu yapabilecek cesareti ve irade kendinde bulamıyorsa insan, o zaman kendisine saygısını da yitirir. Kendisine saygısını yitiren insan özgüvenini de kaybeder. O zamanda iradesi yok olup gider.
    ***
    Bu gün İslam beldelerindeki durum,hal.
    T.C. Devleti sınırları içindeki bütün insanların virüslü beyinler olduğu kabul edilmelidir. Bir konuda doğru teşhis koyan diğer konuda bilerek veya bilmeyerek yanlış teşhis koyup hastayı oyalamaktadırlar.
    http://bredaholland.blogspot.nl/2018/04/tc-devleti-snrlar-icindeki-butun.html
    Dindarlar için “devletin doğruları” önce geliyor...
    http://bredaholland.blogspot.nl/2018/04/dindarlar-icin-devletin-dogrular-once.html
    http://qolumnist.com/tr/2018/04/23/mutluluklar-ve-tercihler/

    YanıtlaSil
  2. Râşidî Hilâfet döneminde yönetimin kaydettiği başarılar, tarihe adeta altın harflerle geçmiştir.
    ***
    “Allah peygamberlik müessesesi ümmete yüklenmiştir....
    http://bredaholland.blogspot.nl/2018/03/allah-peygamberlik-muessesesi-ummete.html
    Düşün (Fikir, Zihnî Faaliyet.)gerçek olma halidir yaşam ve siz nasıl isterseniz de öyle olacaktır yaşamınız.
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=431613710623369&id=100013242319421
    *
    Raşidî Hilâfet döneminde peş peşe elde edilen kazanımların bir sonucu olarak Hz. Osman döneminin sonlarına doğru İslâm toplumunda refah patlaması yaşanmıştır. Ne var ki kaderin bir cilvesi olarak, aniden patlak veren bir anarşik olayın ardından yaşanan beklenmedik gelişmeler[3], tarihi farklı bir mecraya doğru yönlendirmeye başlamış ve Müslümanlığın doğuşuna ortam hazırlamıştır.
    https://www.youtube.com/watch?v=XfJQS9m8xYE
    *
    Nitekim gerek Fars Müslümanlığı, gerekse Türk Müslümanlığı, temelde Araplara duyulan nefretin birer ürünüdürler. Bu nefretin etkisiyledir ki İran’ı, ardından da Turan’ı fetheden ordular, daha ilk günlerden itibaren -Farsların ve Türklerin hafızasına- «İslâm orduları» olarak değil, bilakis «Arap orduları» olarak kazınmıştır. Günümüze kadar da bu düşünce değişmemiştir.
    -
    5*İYİ VE KÖTÜYÜ UNUTMAMAK HALLERDEN BİR HALDİR.(İnsan eşya olduğuna göre,Eşyadaki bir özelliktir.)(iran imparatorluk iken 150.000 kişilik orduyla 10.000 kişilik ordu savaştı ve islam zafer kazandığı günden beri islama düşman hala hazmedemedi.)
    http://huseyinsas.blogspot.nl/2016/08/insandaki-halleresyadaki-ozellikler-den_16.html
    İSLAMIN BAŞ DÜŞMANI İRANDIR BUNU UNUTMAYIN EY MÜSLÜMANLAR
    https://www.youtube.com/watch?v=5rYvLjwFe98
    *
    T.C. Devleti sınırları içindeki bütün insanların virüslü beyinler olduğu kabul edilmelidir. Bir konuda doğru teşhis koyan diğer konuda bilerek veya bilmeyerek yanlış teşhis koyup hastayı oyalamaktadırlar.
    http://bredaholland.blogspot.nl/2018/04/tc-devleti-snrlar-icindeki-butun.html
    http://bredaholland.blogspot.nl/2018/04/dindarlar-icin-devletin-dogrular-once.html
    *
    HİLAFET...BU DURUMDA İSLÂM BİZDEN NE YAPMAMIZI İSTİYOR?
    http://meerstr11.blogspot.nl/2017/01/bu-durumda-islam-bizden-ne-yapmamizi.html
    GERÇEKTE KURMAK İSTEDİĞİMİZ VE ARZU ETTİĞİMİZ DEVLET RAŞİDİ HİLAFET'TİR.(Arşiv)
    http://namenstr8.blogspot.nl/2015/03/gercekte-kurmak-istedigimiz-ve-arzu.html
    http://qolumnist.com/tr/2018/04/07/islam-evrensel-bir-gercek-muslumanlik-ise-bir-senaryodur/

    YanıtlaSil
  3. SUÇ GENİ (Sosyopatlar, Psikopatlar, Seri Katiller) https://t.co/wIQ3Kdl5kB
    Biz isteseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın.
    https://t.co/d4SfvCD1Ql
    https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1325732376304119808?s=19

    YanıtlaSil
  4. Benim oğlan bina okur,döner döner yine okur.
    Ya anlamıyordur, patinaj yapıyordur. Ya da, anlamak için okumuyordur. Zira, okutulan üzerinden kurulan hayatla ilgili bir sorunu,yeni bir ufuk için talebi yoktur.
    GALAYA ALINMAYACAK ZATLAR KİŞİLİKLER.
    https://t.co/bWke3nViYp

    YanıtlaSil
  5. Toplumsal koşul ve ilişkilerin bizi hasta ettiğinin farkına varmadıkça iyileşme yoluna giremeyiz, iyileşemedikçe de toplumun bizi nasıl hasta ettiğinin farkına varamayız.
    MÜSLÜMAN MIYIM ? SAĞLAMA YAP
    Eski dünyanın çöküşü, yeni bir dünyanın habercisidir. .
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=553463055105100&id=100013242319421

    YanıtlaSil
  6. YANLIŞ KULLANILAN SÖZCÜKLER
    Yazıma, ünlü filozof Sokrates'in, “Bildiğim bir şey varsa o da, hiçbir şey bilmediğimdir” sözüyle başlamak istiyorum.
    Evet, çoğumuz az çok bir şeyler biliriz ama belli bir yere kadar.
    Bilgi dağarcığımıza ne kadar bilgi katarsak, kendimizi de o kadar geliştirmiş oluruz.
    Atalarımız, “Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır” demiş.
    Öğrenmenin de yaşı yoktur.
    Beşikten mezara kadar devam eder.
    Örneğin ben, hala daha bilgi dağarcığıma yeni bir şeyler katmanın uğraşı içindeyim.
    Bu girizgahtan sonra konuya girebiliriz.
    Efendim, dilerseniz önce “gala” ve “gale”yle başlayalım.
    Bir Azeri türkünün bağlantısı şöyledir:
    “Bu gala daşlı gala
    Cıngıllı daşlı gala
    Korkaram yar geç gele
    Gözlerim yaşlı gala”
    Buradaki Azeri ağzındaki “gala”, “kale” anlamındadır.
    Bizim Görele ağzında da “gale” denir.
    Örneğin:
    “Galeye çıktın mı?”
    “Galeci topu elinden gaçurdu!” gibi…
    Gelelim şimdi zurnanın “zırt” dediği yere…
    Efendim, yeterli öğrenim görmemiş dostlarımızı hadi bir yere kadar anlarım da…
    Koca koca öğretmen (aktif ve emekli), akademisyen ve gazeteci dostlarımdan bazıları hiç kusura bakmasınlar, bazı sözcükleri öyle hatalı ve yanlış kullanıyorlar ki, şaşırmamak mümkün değil.
    Ufak tefek bazı İmla hataları bir yere kadar hoş görülebilir de…
    Peki, “Ben onu 'galaya/galeye/galiyeye' almıyorum” ne demek?
    “Gala”nın anlamı TDK’ya göre şöyledir:
    1. Genellikle törensel bir yönü olan, çağrılı olarak gidilebilen, bir tiyatro yapıtının, bir operanın ya da sinema filminin ilk oynanışı, ilk gösterilişi.
    2.Resmi bir tören sonunda verilen büyük, gösterişli şölen.
    Şimdi bu duruma göre…
    “Ben onu ‘galaya’ almıyorum” derken, “Ben filancıya çok kızdım, bu akşam yapılacak olan ‘galaya’ almıyorum”…
    “Ahmet geçen hafta çok hatalı goller yedi, bu hafta “galeye almıyorum” gibi anlamlar çıkmıyor mu, ortaya?
    Sözcüğün doğrusu şöyledir:
    “KAALE" almak.
    Arapça’dan dilimize geçen bu sözcük, "kâle almak" şeklinde Türkçe’ye uyarlanmıştır.
    Bilgisayar tuşlarında inceltme işaretiyle ilgili sorun yaşayanlar (benim gibi), “kale almak” şeklinde de yazsalar, bir dereceye kadar kabul edilebilir.
    Ha bir de “galiyeye almak” şeklinde kullananlar da var.
    Yanlışlar bununla da sınırlı kalsa her neyse…
    Devam edelim.
    “İlgi ve alakalarınıza…”
    Haydaaaa…
    İkisi de aynı anlama geldiğini bilmez misiniz?
    “İlgi=Alaka”…
    “Alaka=İlgi” demektir.
    Yani ikisini birden kullanınca, ifadeniz daha mı bir anlam kazanmış oluyor?
    En çok yapılan hatalardan biri de, “Falanca ‘VEFAAT’ etti”
    Böyle bir sözcük yok.
    Doğrusu, “Falanca “VEFAT’ etti” şeklindedir.
    Çok sık kullanılan sözcüklerden biri de, “Bir hayli, yetecek ölçüde, epey” anlamlarını içeren “oldukça” sözcüğü.
    Anlı şanlı TV’lerin muhabirleri bile bu sözcüğü çoğu defa yanlış yerde kullanıyor.
    Örneğin, bir şehit cenazesi:
    “Şehidimizin anne ve babasını ‘OLDUKÇA’ üzüntülü görüyoruz.”
    Gel de buradan yak!
    La ana-babanın bağrı yanmış, acıları dört bir yanı sarmış, sen hala “OLDUKÇA” diyorsun.
    “SON DERECE ÜZGÜN” demek varken, “OLDUKÇA” demek de ne oluyor?
    Yani “Eh, şöyle, böyle üzgün” demeye mi getiriyorsunuz?
    Birkaç örnek daha verip, yazımızı bağlayalım.
    “Eyilmek” değil, “eğilmek”
    “Deyil” değil, “değil”
    “Nağra attı” değil, “nara attı”
    Diyeceksiniz ki, “Hocam, siz hiç mi hata yapmıyorsunuz?”
    Arada bir biz de yapıyoruz, tabi.
    Lakin farkına vardığımızda ya da ikaz edildiğimizde hemen düzeltiyoruz.
    Hata yapmak biz insanlar içindir.
    Ama hatada ısrar etmek de doğru bir davranış değildir.
    Biliyorsunuz, “Beşer, şaşar” (insanoğlu yanılabilir) diye bir de deyimimiz vardır.
    Hiç hata, yanlış yapmayan, hiçbir şey yapmamış demektir.
    Hata ve yanlışı fark edip, tekrarlamamak da bir erdemdir.
    Biz de elimizden geldiğince hatalarımızı asgariye indirme gayreti içindeyiz.
    Haksız mıyım, ne dersiniz bu işe sevgili Ahmet Gürsoy, Özcan Temel, Yaşar Küçük, Mehmet Akif Korkmaz, Şükrü Çoban, Kenan Özkaya hocalarım?
    “Hatalarımız oldu ise affola” deyip, bu konuyu burada noktalayalım.
    Hoşça kalın, dostça kalın!
    https://www.facebook.com/share/p/14b4dzd5Ko/

    YanıtlaSil
  7. Işınlanma Yakın mı?Karanlık Maddeyle Dünya Baştan Yazılacak!
    Madde Işınlanabilir fakat maddedeki özellikler ışınlanamaz.
    Ruh eşya özellikler.
    Allah'ın ilmi yönden ispatı.
    ATAİSTİM DİYENLER YALAN SÖYLEMEKTEDİRLER.VEYA KENDİSİNİ İFADE EDEMEMEKTEDİRLER.
    BAKIŞ AÇINI DÜZELT VE YENİDEN DOĞ...!
    https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1670022636782464&id=100013242319421

    YanıtlaSil