Bugün
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
SOYUT TASAVVURLAR DUYGUSAL YANILSAMALAR1-dot
Seküler akıl ile Müslüman vicdan arasında tuhaf bir uzlaşma sağlanarak bütünüyle harama/küfre dayalı bir ekonomik sistem toplumsallaştırılabiliyor, kurumsallaştırılabiliyor, kavramsallaştırılabiliy… · Bağlantı · Seküler akıl ile Müslüman vicdan arasında tuhaf bir uzlaşma sağlanarak bütünüyle harama/küfre dayalı bir ekonomik sistem toplumsallaştırılabiliyor, kurumsallaştırılabiliyor, kavramsallaştırılabiliy…
UYGARLIK VE MEDENİYET1-dot
Uygarlık “umran” değildir. O bâtıl ve popüler bir kültürdür sâdece. Maddî bir kültür. Mâneviyatı vicdanlara gömmüş, hattâ orada bulunmasına bile tahammül edemeyen bir kültür. Kültürden ziyâde belki… · Bağlantı · Uygarlık “umran” değildir. O bâtıl ve popüler bir kültürdür sâdece. Maddî bir kültür. Mâneviyatı vicdanlara gömmüş, hattâ orada bulunmasına bile tahammül edemeyen bir kültür. Kültürden ziyâde belki…
Senin gönderinden kaydedildi
Geçen Hafta
Senin gönderinden kaydedildi
Kur’an’a Tarihselci yaklaşımın arka planı, Yakup DÖĞER, Küre Medya, Bu küreye dair ne varsa...1-dot
Şurası kesindir ki, bizim ne kitabımızdan, ne peygamberimizden ne de dinimizden bir şüphemiz yoktur. Lakin Müslümanlar olarak en azından genel itibarıyla bu konuya vakıf olursak, ileride önümüze çıkacak sorunlara karşı hazırlıklı oluruz. *** Bu ortamdan kurtulmak istikamete kilitlenmek için Kuran ayetlerini ilim ve teknoloji ışığında servis etmek gerekir. Hizb-u-Tahrir deki fikirler incelendiğinde görülecektir ki insanlığın kurtuluşu burada mevcuttur. https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=265716833879725&id=100013242319421 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=251733788611363&id=100013242319421 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=252100325241376&id=100013242319421 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=234354723682603&id=100013242319421 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=231031697348239&id=100013242319421 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=220325161752226&id=100013242319421&hc_location=ufi · Bağlantı
Senin gönderinden kaydedildi
NEREYE KADAR?1-dot
Emperyal illüzyon, özellikle İslam dünyasında, kadim öğretmeni şeytanın her türlü hile ve aldatmasını hayata sokuyor ve aldatıyor. İslam dünyasını kavim, kabile, sülale veya bir kurtarıcı mitine mu… · Bağlantı · Emperyal illüzyon, özellikle İslam dünyasında, kadim öğretmeni şeytanın her türlü hile ve aldatmasını hayata sokuyor ve aldatıyor. İslam dünyasını kavim, kabile, sülale veya bir kurtarıcı mitine mu…
Senin gönderinden kaydedildi
ATEİZM DİNİNİN PEYGAMBERLERİ1-dot
En başta evrensellik iddiası… Aşağı yukarı Aydınlanma Çağı’ndan beri Hıristiyan itikadının belli başlı unsurlarına yöneltilmiş olan tenkitler bütün dinleri ilgilendiren mutlak standartlar olarak su… · Bağlantı · En başta evrensellik iddiası… Aşağı yukarı Aydınlanma Çağı’ndan beri Hıristiyan itikadının belli başlı unsurlarına yöneltilmiş olan tenkitler bütün dinleri ilgilendiren mutlak standartlar olarak su…
Hizb-ut Tahrir’in İnternet Adreslerine Engel Koymak Fikirleri Karşısında Aciz Kaldığınızın Göstergesidir1-dot
Hizb-u-Tahrir deki fikirler incelendiğinde görülecektir ki insanlığın kurtuluşu burada mevcuttur. https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=220325161752226&id=100013242319421 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=220357725082303&id=100013242319421 https://www.facebook.com/saved/?search_token=hizbu%20tahr%C4%B1r&collection_token=100013242319421%3A586254444758776%3A102 https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=271365013314907&id=100013242319421 http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/03/hizb-ut-tahrir-olarak-rasidi-hilafet.html · Bağlantı · Basın Açıklaması Hizb-ut Tahrir’in İnternet Adreslerine Engel Koymak Fikirleri Karşısında Aciz Kaldığınızın Göstergesidir Bilgi Teknolojileri ve İleti...
Senin gönderinden kaydedildi
Kamuoyuna ve İktidar Sahiplerine Duyuru! - Kalemder
Hâlâ suçumuzun ne olduğunu bilmemekteyiz. Bu keyfiliğin, hukuksuzluğun, laik devlet kurumlarının kendi yasalarına bile bu derece sadakatsiz oluşunun sorumlusu kimdir? *** SEN EY MÜSLÜMAN SEN... Çünkü sen kaidelerine uymuyorsun.Tavrın Net değil. http://meerstr11.blogspot.nl/2017/01/rasidi-hilafet-istiyorum-kaideler-ve.html · Bağlantı ·
Senin gönderinden kaydedildi
HAYRETTİN KARAMAN: “İSLAM BAZI SIFATLARI TAŞIYAN KİMSLERE İTAAT EDİLMESİNİ İSTEMİŞTİR; BAŞKANLIK DA BUNLARDANDIR”1-dot
Fakat Devlet reisi Halife değilse ; meselâ ; kıral, cumhurbaşkanı ya da devrim liderliği meclis başkanı ise, istisnasız onun emirlerinin hiç birisine itaat vacib değildir. Ve eğer o, herhangi bir masiyetle yani herhangi bir Şerî hükme muhalefetle emir ederse ona itaat şüphesiz haramdır...http://namenstr8.blogspot.nl/2015/04/devlet-reisine-itaat.html · Bağlantı · Allah’ın ayetlerini ağızlarını eğip bükerek nasıl çarpıttıkları aşikar olan saray uleması zevatın geldiği son nokta; Kur’an’daki itaat söyleminin laik ve demokratik/şirk sistemin…
Senin gönderinden kaydedildi
Yakup Erdem'in gönderisinden kaydedildi
Geçmişten Günümüze Nostalji Gitme Turnam1-dot
Geçmişten Günümüze Nostalji Gitme Turnam · Video · Geçmişten Günümüze Nostalji Gitme Turnam
Yöresel Oyunlar'ın gönderisinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
ROMANTİK SAÇMALIKLAR1-dot
Düşünme yeteneğini yitiren bir toplumun ve kültürün yeni bir medeniyet tasavvur etmesi mümkün olamaz. Yabancılaşma, hangi toplumda olursa olsun, insanların düşünce ve eylemlerinin başkalarının irad… · Bağlantı · Düşünme yeteneğini yitiren bir toplumun ve kültürün yeni bir medeniyet tasavvur etmesi mümkün olamaz. Yabancılaşma, hangi toplumda olursa olsun, insanların düşünce ve eylemlerinin başkalarının irad…
HEDEF BİLİNCİ1-dot
Kur’ân’a sanki; bir kitâbe yazıtları gibi, bir hiyeroglif gibi, bir bulmaca gibi, bir şifre gibi, bir pazıl gibi, bir gizli bilgiler kitabı gibi vs. yaklaşmak Kur’ân’a yapılacak en büyük hakârettir… · Bağlantı · Kur’ân’a sanki; bir kitâbe yazıtları gibi, bir hiyeroglif gibi, bir bulmaca gibi, bir şifre gibi, bir pazıl gibi, bir gizli bilgiler kitabı gibi vs. yaklaşmak Kur’ân’a yapılacak en büyük hakârettir…
baba hakkı hic bir zaman ödenmez1-dot
➷🌿🌺🌿 ¸.•*´¨) ➷🌿🌺🌿 ➷(.¸.•´ (¸.•🍃`➷🌿🌺🌿🌺🌿Keyifle dinleyin❣ 🌺🌱🌺 · Video · ➷🌿🌺🌿 ¸.•*´¨) ➷🌿🌺🌿 ➷(.¸.•´ (¸.•🍃`➷🌿🌺🌿🌺🌿Keyifle dinleyin❣ 🌺🌱🌺
Kayseri sevdalısı'nın gönderisinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Işıkdoğan: Aile içi huzursuzluk ve boşanmaların kaynağı batı kültürü1-dot
Uzmanlar, boşanmaların sebebinin sadece aile içi etkenlere bağlı olmadığını belirterek, batı kültürünün ve gayri ahlaki yayınların etkisine girildikçe aile içi huzursuzlukların ve boşanmaların arttığına dikkat çekti. · Bağlantı · Uzmanlar, boşanmaların sebebinin sadece aile içi etkenlere bağlı olmadığını belirterek, batı kültürünün ve gayri ahlaki yayınların etkisine girildikçe aile içi huzursuzlukların ve boşanmaların arttığına dikkat çekti.
Senin gönderinden kaydedildi
TAADDÜDÜ KUDEMA MAZERETİ1-dot
… korktuğumuzdan kurtulmanın, sevdiğimize kavuşmanın yolunu tutmak olmalıdır. Bunlar Allah’ın işidir; O ise işini kimseye bırakmaz, dilediği gibi yapar. İnanıyoruz ki hükmetmek de ona a… · Bağlantı · … korktuğumuzdan kurtulmanın, sevdiğimize kavuşmanın yolunu tutmak olmalıdır. Bunlar Allah’ın işidir; O ise işini kimseye bırakmaz, dilediği gibi yapar. İnanıyoruz ki hükmetmek de ona a…
Senin gönderinden kaydedildi
Hastalıklar frekans ayarlarının bozulmasından kaynaklanır1-dot
insan vücudunun 62-68 MHz’lik bir frekans aralığı var. Hastalık ve rahatsızlıklar 58 MHz’de baş gösteriyor. Dua insan frekansını 15 MHz yükseltiyor Araştırmalarda olumsuz ve olumlu düşüncelerin vücut frekanslarımız üzerindeki etkisi de incelendi. Olumsuz düşüncelerin insan frekansını 12 MHz kadar düşürdüğü, olumlu düşüncelerin frekansı 10 MHz kadar yükselttiği tespit edildi. Dua da frekansı 15 MHz kadar yükseltiyor. Esans yağlar da kişinin frekansını yükseltmede önemli bir rol oynuyor. Gül yağı ve günlük gibi yüksek frekanslı esanslar ruhsal dengeyi sağlayabiliyor. *** Hastalıklar duygu ve düşüncelerde başlar *** · Bağlantı · Dr. Sarıyıldız insan bedeninin frekanslardan oluştuğunu belirterek, olumsuz duygu ve düşüncelerin organların titreşimini bozduğunu iddia ediyor. Sarıyıldız, frekans ayarlarıyla oynaya…
Senin gönderinden kaydedildi
Geçen Ay
SEKÜLER KESİNLİKLER İSLAMİ GÖRELİKLER1-dot
Toplumlarımızın zihin dünyası ve bilinci bir yanda modern seküler düşünce tarafından belirlenirken, bir diğer yanda da vulgarize edilmiş bir din algısı tarafından belirleniyor. Hangi bağlamda olurs… · Bağlantı · Toplumlarımızın zihin dünyası ve bilinci bir yanda modern seküler düşünce tarafından belirlenirken, bir diğer yanda da vulgarize edilmiş bir din algısı tarafından belirleniyor. Hangi bağlamda olurs…
Senin gönderinden kaydedildi
SEKÜLER VE OTORİTER İSLAMCILIK: YENİ TÜRKİYE İSLAMCILIĞI
Ama şunu iyi bilelim ki bugün İslam adına hiçbir gelecek öngörüsüne sahip değilsek, bunun sorumlusu, referans almadığımız “Tevhidi İslam” değil. *** Bunun ötesinde, İslami düşünceyi böyle yıpratanlar ve kitleleri İslami söylemlerin ve ideallerin kofluğuna inanmaya mecbur bırakanlar, bugün ciddi bir yükümlülük altında ve bunun bedelini hepimiz ödeyeceğiz… *** *EŞYAYI BAZ,ÖLÇÜ ALDIĞIMIZDA Vahyin,Son asrın ilim ve teknolojisiyle hazırlanmış açılımı bekleyen Fikri. VAHİY KONULARI HARİCİNDE, DALINDA UZMANLAŞMIŞ KİŞİNİN GÖRŞLERİ GEÇERLİDİR. Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI. Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. Fikrin oluşum Süreci ve Aşamaları. *** EŞYAYI BAZ,ÖLÇÜ ALDIĞIMIZDA Bütün proplemlerin yok olduğu şu fikri niye anlamıya çalışmıyorsunuz. · Bağlantı · Ve geldiğimiz noktada, artık İslami düşünme mefhumunu yitirdiğimizi, İslam’ın temel ilke ve ölçütlerini kaybettiğimizi göremiyor, tarihin bizleri savurduğu bu demde, geçmiş düşmanlarımızın dünyevi …
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Tohid Babu'nun Videosu1-dot
Video ·
Tohid Babu'nun gönderisinden kaydedildi
GÜCE EKLEMLENMEK1-dot
Artık hırçın, kırıcı, çabuk sinirlenen ve herkesle kavga halindeki insanlar güçlü kabul edilmemektedir. Bu tür insanlar da ellerindeki güç faktörlerini kaybetme telaşı içindedirler. Onların da korkuları, güvensizlikleri ve endişeleri vardır. Korku ve endişe içinde olan kişi güçlü olabilir mi? Güçlü insan, hiçbir şeyin eksikliğini duymayan, kendisine güvenen yalnız Allah’tan korkan ve gelecekten korkmayan kişidir. Onun dışındaki gelişmeler ne olursa olsun, Allah’a güvenerek gelişmelerden etkilenmeyen kişidir. O yüzden başkalarını yıkıma uğratan olaylar onun moralini bile bozmaz. En büyük sorunlar karşısında bile bir çıkış yolu olabileceği bilincindedir. Bağımlılıklarından kurtulmuş ve gerçek anlamda özgürlüğe kavuşmuştur. Başkalarının hırsına başkalarının hayat şekline başkalarının zenginlik diye tanımladıkları yaşantılarına asla özenmez. O’nu hiç bir şey satın alabilecek durumda değildir. · Bağlantı · ilkelerinden taviz vererek güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar, güç merkezi değiştikçe onlarda tekrar tekrar dönerler. üçlü; dolayısı ile güçlü insan tanımı süreç içerisinde anlam değişi…
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
EVET DEMEZSEM, HAYIR MI DEMİŞ OLURUM?1-dot
Fakat ne “Evet” diyenler ne de “Hayır” diyenler asla kazanamayacakları bir seçim yarışına girmiş durumdalar. Üstelik farkında bile değiller. ** Lakin düşünmezler mi ki; insan kendisi hakkında karar verme/hüküm koyma hakkını ve yetkisini Allah’tan başkasına verdiği anda zaten kaybetmiştir! Bu makama talip olanlarda destek olanlar da kaybetmiştir! Allah’ın huzurunda kesin bir kaybediş sizlere kazanç gibi mi görünüyor? · Bağlantı · Başta da söylemiştik hayatımız seçimlerimizin toplamından ibarettir. Bu açıdan “EVET” ya da “HAYIR” diyenler kendileri için dünyada ‘’farklı’’ olsa da ahirette ‘’aynı’’ akıbeti doğuracak bir seçim…
Senin gönderinden kaydedildi
Ey insanoğlu..Üç kuruşluk hesabın sağlamasını yapıpta en önemli olan ebedi hayatın sağlamasını sana yaptırmayan ne ?
Kötü hesap yapmaktadır onlar ve onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü beşik ve ne kötü duraktır cehennem... https://t.co/fmHV6gu3Ss https://t.co/VCPZKDlRj6 · Bağlantı · Üç kuruşluk hesabın sağlamasını yapıp ta en önemli olan ebedi hayatın sağlamasını sana yaptırmayan ne ? Bir sağlama yap bak bakalım ha...
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Hacı Kaya'nın gönderisinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
BEŞİKTEN SOSYAL MEDYAYA KADAR İLİM…1-dot
İlim ve kültür hayatındaki sığlaşma ve kokuşma maalesef günümüz toplumunda da fazlasıyla mevcuttur. Sosyal medya bu sığlaşma ve kokuşmayı hızlandıran ve tüm toplumsal katmanlara yayan bir unsurdur. Ancak burada şöyle bir kritik mesele vardır: Sığlaşma ve kokuşma sosyal medyanın tabiatından mı kaynaklanmaktadır yoksa bu mecra bizdeki sığlığın aynası ve dışarıya yansımasımıdır? Bence sorunun kaynağı sosyal medyanın tabiatından çok, bizim insânî, irfânî ve ahlâkî kalite endeksimizde aranmalıdır. Çünkü insanın içinde ne varsa dışa vurduğu şey de odur. Bu arada, “Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…” meselesini de unutmamak lazımdır. · Bağlantı · Malum, dinî kültürümüzde, “Beşikten mezara kadar ilim öğrenin” mealinde bir söz vardır. Genellikle hadis diye nakledilen bu özlü söz, bütün bir hayat boyunca ilim peşinde koşulması gerektiğini anla…
Senin gönderinden kaydedildi
KADIN EMNİYETTİR1-dot
Müslüman kadın, İslam şahsiyetini kuşanamamış ise şayet, hangi –sözde- başarıya imza atarsa atsın dünya ve ahret geleceğinde anlamsızdır. “Ayakları üzerinde durmak” tabirinin arkasına saklanan küstah, saygısız, doyumsuz, ailenin kutsallılığını hiçe sayan “eyvallahsız” kadınlar Nebevi öğretinden nasibini almamışlardır. Bundan dolayı aile, toplum ve din böylesi kadınların varlığı ile tehdit altındadır. · Bağlantı · Müslüman kadın, İslam şahsiyetini kuşanamamış ise şayet, hangi –sözde- başarıya imza atarsa atsın dünya ve ahret geleceğinde anlamsızdır. Timetürk/Ayşe Müzeyyen Taşçı Hira mağarasında kendisine “o…
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
A storm is coming. #Geostorm 10.20.171-dot
Control the World #HAARP #GEOSTORM Sonunda HAARP in filminide yaptılar.... · Video · A storm is coming. #Geostorm 10.20.17
Ali Selman Demirbağ'ın gönderisinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
GÂŞİYE SURESI - Ebu Bekr Shatri SubhanAllah Cok Güzel.1-dot
GÂŞİYE SURESI - Ebu Bekr Shatri SubhanAllah Cok Güzel. · Video · GÂŞİYE SURESI - Ebu Bekr Shatri SubhanAllah Cok Güzel.
Hatice Gül'ün gönderisinden kaydedildi
Barack Obama1-dot
Barack Obama ve diğer bazı liderler.. İnsanlığın kurtuluş istikameti Asıl olan.vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html … https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=147401935711216&id=100013242319421 href="https://t.co/o8BwrGDYX6">https://t.co/o8BwrGDYX6İNSANLIĞIN GELECEĞİNİN KURTULUŞ İSTİKAMETİ.https://t.co/TniZmoHqJd— HUSEYİN SASMAZ (@huseyinsasmaz) 11 Eylül 2016 · Politikacı · This page is run by Organizing for Action. To visit the White House Facebook page, go to facebook.com/WhiteHouse.
Senin gönderinden kaydedildi
Ebu Hanzala Hoca, Kehf Suresi Tefsiri Dersinin iptaline dair açıklama
Allah razı olsun. Şu fikir üzerine bir açılım yaparsanız daha isabetli olur. Asıl olan. vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb · Bağlantı · Ebu Hanzala Hoca, Photoshop'lu afiş nedeniyle sosyal medyada linç kampanyasının başlatılması sonrası Kehf Suresi Tefsir dersinin iptal edilmesiyle ilgili açıklamada bulundu.
Senin gönderinden kaydedildi
“NEBATİ NEFİS, HAYVANİ NEFİS, İNSANİ NEFİS” SENİN NEFSİN HANGİSİ?1-dot
Akıllı insan varlık kategorisini, eşyayı yerli yerinde tutabilen ve bütün bunları ait olduğu yerde görebilendir. Her şeyi yerinde, zamanında ve miktarında yapabilen insan akıllıdır. Bugün bizim bütün yaptıklarımız abartı, abartma… Modern çağın insanının sevgisi de nefreti de aşırı… ya çok katıyız ya da çok cıvımış… Katı olan buharlaşıyor, cıvık olan kayboluyor… Eşyayı yerli yerinde kavrayamadığımız, dünyada merkezimizi yitirdiğimizden dolayı sürekli trans halindeyiz. Cinsiyetlerimiz bile iç içe giriyor. Kadınlar erkeksileşiyor, erkekler kadınsılaşıyor… · Bağlantı · … Aklın hikmet ışığında Allah’a doğru yükseliş yerine şeytanın vesveseleriyle aşağılara doğru düşüş söz konusu. Nefsi olgunlaştırıp Allah’ın boyasıyla boyanmak yerine nefsi şımartıp insanlıkt…
Senin gönderinden kaydedildi
DIŞARIDAN BELİRLENMEK1-dot
Müslümanlar olarak öncelikli amaçlarımız üzerinde yeniden düşünmek zorundayız. Her toplumda politik kadrolar daha çok güncel siyasal dil/gündem ve sorunlar etrafında yoğunlaşırlar. Müslüman düşünce ve kültür insanlarının ilgileri, gündemleri ve sorumlulukları tarihsel bir mahiyet taşır, taşımak zorundadır. Müslüman düşünce ve kültür insanlarının/hayatının asli sorumluluğu, tarihsel sorumluluğu, ilgi ve gündemi, yabancı ve sömürgeci bir dünya görüşü, bu dünya görüşünün kavram ve kategorileri aracılığıyla dışarıdan belirlenme, tanımlanma ve konumlandırılma sorunuyla yüzleşmek ve bu sorunlu durumu aşmak üzere derinlikli çözümlemeler üretmektir. *** Üzerine yoğunlaşılması gereken konular... *EŞYAYI BAZ,ÖLÇÜ ALDIĞIMIZDA Vahyin,Son asrın ilim ve teknolojisiyle hazırlanmış açılımı bekleyen Fikri. VAHİY KONULARI HARİCİNDE, DALINDA UZMANLAŞMIŞ KİŞİNİN GÖRÜŞLERİ GEÇERLİDİR. Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI. Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. Fikrin oluşum Süreci ve Aşamaları. · Bağlantı · Korkularımız, duygusallıklarımız ve zaaflarımız, hep aklımızın önüne geçtiği için, biz Müslümanlar bugün bu tür bir özgürleşme mücadelesini düşünmüyoruz, yeni imkanlar üzerinde çalışmıyoruz, yeni i…
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Ahmet Bayram'ın gönderisinden kaydedildi
KAFİR NE DEMEK...İNCELE ARAŞTIR...
Müslüman olduğunu söyleyen kişilerin ezici çoğunluğu kaidelere uymadığından böyle zelil konumdalar. örnek,Hiç bir sistem başka bir sistemi istemez. ama Müslüman olduğunu söyleyen kişi Tc. devletini dinliyor. Bu ne yaman çelişki... · Bağlantı · Etimoloji** Vikipedi Kelime, gizlemek, saklamak anlamlarına gelen (ك ف ر) kökünden gelir. Sözlük anlamıyla, tohumları toprağın altına...
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
RAŞID HALIFELIĞE DÖNMEKTEN BAŞKA ÇAREMIZ YOKTUR1-dot
Müslüman olduklarını iddia etmelerine rağmen dinleriyle idare olunma konusunda kararsız kalanlar, karanlık dehlizlerde kendi kutsallarıyla savaşmaktan kurtulamazlar. Kendi diniyle savaşan dini darlar, İslâm coğrafyasının en büyük belâlarıdır! · Bağlantı
Senin gönderinden kaydedildi
HÂLİFELİĞİN KALDIRILMASININ YANKILARI1-dot
Genelde tüm insanlığın özelde İslâm Dünyası'nın bugün şiddetle ihtiyaç duyduğu açık bir realitedir. Yakın tarihî geçmişin bizi getirdiği nokta burasıdır. Bugüne kadar batılıların lehine işleyen çarkın eksenini kendi tarafımıza döndürebilme basîretini bir an evvel göstermemiz icap etmektedir. Bu dönüşün rotasını istediğimiz istikâmete oturtabilmemiz de, kopuştan günümüze kadar geçen süre zarfında olanbitenin eksi ve artılarıyla muhasebesini yapmamıza bağlıdır. İşte o istikamet... İşte Fikir. *EŞYAYI BAZ,ÖLÇÜ ALDIĞIMIZDA Vahyin,Son asrın ilim ve teknolojisiyle hazırlanmış açılımı bekleyen Fikri. VAHİY KONULARI HARİCİNDE, DALINDA UZMANLAŞMIŞ KİŞİNİN GÖRÜŞLERİ GEÇERLİDİR. Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI. Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. Fikrin oluşum Süreci ve Aşamaları. · Bağlantı
Senin gönderinden kaydedildi
MODERNİZMİN KISKACINDAKİ MÜSLÜMAN
Medeniyet sâdece savaşla-devlet ile kurulmaz zîrâ. Bir ilim, kültür, vicdan merhâmet de üretilmesi ve yayılması gerekir. Moğolların yıkımları içinde bilindiği gibi kütüphâneler de vardır. Bir kütüphânenin yıkımı bir devletin yıkımı gibi kötü sonuçlar doğurur. İşte moğol işgâlleri ve saldırıları ilmi ve dolayısı ile medeniyeti sekteye uğrattığı için, devletler de sekteye uğradı ve sâdece dış yönü kurtarmanın yoluna düşüldü. *** http://www.dailymotion.com/video/x2yju8y_silahla-degil-tarihi-kitaplarla-devletleri-feth-eden-oryantalisler-mustesrikler_videogames · Bağlantı · Artık Müslümanlar batı’nın kötü birer fotokopileri oldular. Onların güdümüne girdiler. Akıllarını, zihinlerini, kâlplerini, vicdanlarını, kültürlerini kötüleyip bir paçavra gibi atıp onlara teslim …
Senin gönderinden kaydedildi
Daha Eski
ŞEYTAN, İNSAN VE MÜSLÜMAN KILIĞINA GİREBİLİR....2
Bundan sonra da cahiliyet nizamına karşı islami cihada girişilir. https://t.co/ErXWTnFOOM https://t.co/TniZmoHqJd https://t.co/l81KpiQcP7- https://t.co/83wNzZI7qa · Bağlantı · T.C.DEVLETİ SINIRLARI İÇİNDE VİDEOYU ENGELLEMİŞLERDİR.ONUN İÇİN ŞU LİNKLERDEKİ YERLERDE GÖRÜNTÜLEYEBİLİRSİNİZ. https://www.dailymotion.com/video/x3cdngb_seytan-insan-ve-musluman-kiligina-girebilir-2_videogames https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/videos/vb.100000324607185/1002015113152633/?type=2&theater https://www.youtube.com/watch?v=I46M-IZ2M5E
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
MUTLU MUYUZ? MUTLU MUSUNUZ? MUTLULAR MI?1-dot
Mutluluğun en eftalı şu hesabı yapmaktır. İnsanlığın çoğu bu hesabı yapmadığından kısa ve asılsız mutluluklarla oyalanmaktadırlar. http://namenstr8bredahollanda.blogspot.nl/2017/01/cennet-garanti-belgesi.html · Bağlantı · Mutluluk, insanın manen gelişip, olgunlaşması sürecini ihtiva eder. Nefsi azgınlaştıran, insanı aşkın olandan kopartan bütün modern tasavvurlar mutsuzluğu çoğaltır. Mutlu olmak, aynı zamanda ne old…
Senin gönderinden kaydedildi
MANİFESTO YOLDAKİLER
Müslüman, dünyayı yorumlamakla değil değiştirmekle mükelleftir. Keza yorumlamak kolay, değişim için gayret göstermek zor olandır. Bunun yolu Kur’an’da ilk nazil olan ayetlerle birlikte gösterilmiştir. Yol buradan başlar… Tasavvurun inşası ile başlayan yol, amellerin ihyası ile devam eder. http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb · Bağlantı · Yolda olmak uyanık olmayı gerektirir. Yolda karşılaşılan sorunlar ancak vahyin aydınlığında çözülür. İşaretlere ihtiyaç duyma, geriden gelenlere ise işaretler bırakma sorumluluğu yolda olmanın gere…
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
İSLÂM'A GÖRE ÇOCUK YETİŞTİRMEK1-dot
Meşhur bir söz vardır. “Çocuk eğitimi eş seçimi ile başlar.” diye. İnsan eşini seçtiğinde aslında çocuğunun anne-babasını da seçmiş oluyor ve evlendiği kişinin kişiliği, tepkileri büyük ihtimalle çocuklarına yansıyor. Hz Peygamber şöyle beyan etmiştir: “Kadın (erkek, ekseriyetle) dört şey için nikahlanır: Güzelliği, malı, soyu ve dindarlığı. Sen dindar/ahlaklı olanı seç ve mutlu ol!" buyurur. (Buharî, Nikah, 15) Çocuğun sağlıklı yetişmesi, düzenli bir eğitim alması ve hayatında başarılı olması için, huzurlu bir aile ortamına ihtiyacı vardır. Anne ve babanın temeli sevgi, saygı, hoşgörü ve karşılıklı anlayışa dayanan mutlu, huzurlu bir aile ortamı hazırlaması gerekir. Dolayısıyla dindar, güzel ahlâklı, İslâma uygun yaşamaya gayret eden eşler, çok iyi geçinirler ve çocuklarını İslâma uygun yetiştirmeye özen gösterirler. · Bağlantı
Senin gönderinden kaydedildi
Senin gönderinden kaydedildi
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=255838361534239&set=a.147226759062067.1073741828.100013242319421&type=3
***DAVA ADAMLARINA... 2017*son asrın,yüz yılın teknolojisiyle,ilmiyle hazırlanmış İslam Akidesi. http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb ***----- Bu toplumda hizmet yapacak olanlar o hizmetin külfetini ancak Allah’ın rızasını kazanmak ve verilen vazifeyi hakkıyle yerine getirmiş olmak için yüklenirler. Bundan ötürüdür ki; kendi kendilerini tezkiye edip iyi insan olduklarını ileri sürerek vazife isteyenler,' kendi menfaatleri için bu vazifeyi basamak yapmak emelini taşırlar.! Bu türlü insanlara vazife verilmemelidir.! Bu gerçeği daha iyi kavrayabilmemiz için İslâm toplumunun neş’et ettiği tabiî şartlara bir gözatmak ve onu meydana getiren fertlerin temel yapısını iyi bilmek gerekir. Bu cemiyeti meydana getiren unsur hareket unsurudur. İslâm cemiyetinde İslâm akidesinin doğurduğu bir hareketlilik vardır... Önce şunu izah edelim: Peygamberlerin yaşadıkları devirlerde İlahî kaynaktan gelen akide, onlar tarafından hem tebliğ hem tatbik edilir. — aradan zaman geçtikten — sonra ise, Allah tarafından gönderilip peygamber tarafından tebliğ ve tatbik olunan bu İlâhî nizamın tebliği ve tatbikini gerçek müslümanlar kabulleniyor. İnsanları hak dine hak nizama davet ediyorlar. Davet edilen yerlere hâkim durumda olan cahiliyetin fitne ve zulümleriyle karşılaşıyorlar. Bunlardan bazıları fitneliklere kapılıp dininden dönüyor, bazıları Allah’a karşı verdiği söze sadakat göstererek şehit olana kadar mücadele ediyor, diğer bazıları ise, kavmiyle kendi arasında Allah’ın hak ile hüküm vereceği güne kadar mücadelesine devam ediyor... Allahuteâlâ bunların yardımcısı oluyor, takdirini bunların meydana getirdiği perde ile gizliyor ve yeryüzüne sağlam bir şekilde yerleştiriyor bunları... Çünkü Allah, kendi nizamının yayılmasına çalışanlara yardımcı olacağını vaad etmiştir. Yeryüzünde Allah'ın hakimiyetini kurmaları — yani Allah’ın nizamını hâkim kılmaları — için bunlara yardımcı olup istikrarlarını temin etmeyi üzerine alıyor Allahuteâlâ. Ve bu yoldaki başarı Allah’a bir şey sağlayacak değildir. Gaye Allah dininin muzaffer olması ve kulların Allah’ın rubûbiyetinde istikrar kılmasıdır. İslâmî yaymakta olan bu mü’minler için duracakları belli bir sınır yoktur. Ne coğrafyanın çizdiği sınırlar, ne ırkları birbirinden ayıran hudutlar; ne dillerin, ne renklerin, ne milliyetlerin ne de beşeriyet tarafından meydana getirilen diğer herhangi bir âdi unsurun çizdiği belli bir sınır onların ilerlemesine mani olabilir! Onların bu yolculuğu, sadece, insan denen varlığı rabbani akide sayesinde mutlak hürriyete ulaştırmak içindir. Bütün insanları... Yeryüzünün her karış toprağında Allah’tan gayri tapmakta olduğu her türlü put ve putlaştırılmış yaratıklardan kurtarmak, bu düşük seviyeden alıp lâyık olduğu yüceliklere ulaştırmak için...14 Bu dinin cemiyete bahşettiği hareketlilik esnasında — ki biz bu hareketin, herhangi bir yerde bir İslâm devleti kurulması halinde veya milliyet, kavmiyet gibi şeylerin çizdiği hudutlar önünde durmayacağına işaret etmiştik — fertlerin cemiyet içindeki seviye ve değerleri ortaya çıkar. Bu seviye ve değerlerin kıymet ölçüsü imandır. İman yönünden tartılır ve ölçüye vurulur. Herkes birbirini bu ölçüyle değerlendirir ve bu ölçüyle birbirlerini tanırlar. Cihat yolundaki tahammülde, takvada, sâlih kul olmakta, ibadette, ahlâkta, liyakat ve ehliyette hep bu ölçü kullanılır... Bütün bunları gerçekler tayin eder, hareketler ortaya çıkarır ve hem toplum hem o vasfı taşıyan şahıs tarafından bilinir... Bunun içindir ki, bu vasıflara sahip olan kimseler kendi kendilerini tezkiye etmeye ihtiyaç duymazlar. Böyle bir tezkiyeye dayanarak devlet veya hükümetin yüksek kademelerinde vazife istemezler... İşte böyle bir doğuşla bir İslâm cemiyeti doğar. Bu cemiyeti meydana getiren fertler, cemiyetteki iman hareketlerinin kazandırdığı o yüksek vasıflarla muttasıftırlar. —İslâm cemiyetinin ilk doğduğu sıralarda, Muhacirin, Ensar, ehli Bedir, ehli Biat-ı Rıdvan ve M e k k e fethinden önce hem orduya maddi yardım yapıp hem savaşa katılanlarda görüldüğü gibi — Artık bu cemiyetin fertleri İslâm uğruna her türlü sıkıntıyı memnuniyetle karşılarlar... / Artık böyle bir toplumda hiç kimse diğerini küçümsemez. — Beşer olmaları dolayısıyle zaman zaman zaaf ve ihtirasa düşseler dahi— biribirierindeki fazilet ve liyakatları inkâr etmezler. İşte o zaman, büyük vazife makamları, gerçek tezkiye kaideleriyle tezkiye olunmuş bu insanların vazife talep etmeleri için can atar... Şimdi böyle bir toplumun ancak tarihî şart ve sebeplerle ilk doğuşta kurulabileceğini düşünenler vardır! Bunlar, her İslâm toplumunun yeni baştan kurulması gerektiğini unutuyorlar... Bu gün de, yarın da bu toplum vücuda getirilmek istendiği takdirde, insanları içinde bulundukları cahiliyetten çıkarıp yeni baştan İslâm dinine girmelerini temin etmek gerekir... İşte başlangıç noktası burasıdır... Ondan sonra — İslâmın ilk kuruluşunda olduğu gibi — müşkülatlar ve imtihanlar devresi gelir. Bazısı fitnelere kapılıp dininden döner, bazısı Allah’a karşı verdiği sözde durup şehit oluncaya kadar mücadele eder, bazısı İslâm uğruna bütün güçlükleri sabır ve tahammülle karşılarken mü’min kardeşlerini de ayni sabır ve tahammüle teşvik eder.. Bunlar için cahdiyete tekrar dönmek, kendini ateşe atmak kadar korkunçtur. Artık Allahuteâlâ — ilk kuruluşta müslümanlara yeryüzünde nasıl istikrar sağladı ise — kendilerine istikrarı sağlayıncaya ve kendileriyle kavimleri arasında hak ile hüküm verinceye kadar mücadele ederler. Neticede, Allah’ın mülkü olan yeryüzünün bir köşesinde gerçek İslâm nizamı kurulmuş olur... O vakit bu İslâm nizamının hareketliliği başlangıç noktasından itibaren devam eder. Bu hareketlilik içinde yetişen hareketli mücahitler imanın çeşitli kademelerinde değer ve mevki sahibi olurlar... Artık böyle bir toplumun fertleri için kendi kendilerini tezkiye ("temizlemek, arıtmak")etmek ve yüksek mevkilere aday olmak bahis konusu değildir. Çünkü kendileriyle birlikte mensup oldukları toplum da mücadeleye katılmış, onlardaki değerlere bizzat şahit olmuştur. Onları tezkiye edecek olan da, aday gösterecek olan da toplumun kendisidir!.. ************************ 2017*son asrın,yüz yılın teknolojisiyle,ilmiyle hazırlanmış İslam Akidesi. http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb ******************************* Bu izahımızdan sonra denebilir ki: Anlattıklarınız İslâm toplumunun kuruluş merhalelerindeki durumlardır. Acaba bu toplum kurulup oturduktan sonra durum ne olacaktır? Böyle bir sual, bu dinin yapısını bilmeyenlerin sualidir! Bilmek lâzımdır ki, bu din devamlı olarak hareket halindedir. Yeryüzündeki insanları... “Bütün yeryüzünü”... “Bütün insanları” Allah’tan başkasına tapmaktan kurtarıp hürriyete kavuşturmak için hareket halindedir... Bitip tükenmesi söz konusu olmayan bu hareketiyle, tabiat, cinsiyet, kavmiyet veya beşeriyetin meydana getirdiği diğer herhangi bir âdi anlayışın hududunda duraklamadan yürüyecek ve insanoğlunu putperestlikten kurtaracaktır!.. Şu halde — bu dinin asıl temel yapısı olan — hareket, müşkülatlara göğüs gerenleri, ehliyet ve liyakat sahibi olanları yetiştirip ortaya koymaya devam edecektir. — İslâmdan uzaklaşmadığı müddetçe — toplumu durgunluğa ve ümitsizliğe düşürecek herhangi bir duraklama kat’iyen söz konusu olamaz. Kendi kendisini tezkiye ederek vazife talebinde bulunmayı yasaklayan fıkıh hükmü de böylece devam edecektir. Tezkiye, ancak İslâm cemiyetinin hareketliliği içinde yüksek vasıflarla yetişenlerin yine o cemiyet tarafından tezkiye edilmesi şeklinde olabilir. Denebilir ki, İslâm toplumu büyüyünce kimse kimseyi tanımaz hâle gelir. Liyakat sahiplerinin propaganda yoluyle kendilerini tanıtmaları ve yapabilecekleri vazifeye talip olmaları gerekir! Bu söz de günümüzün cahiliyet toplumlanndan müteessir olanların vehimlerinden ibarettir... Müslüman topluluğun her mıntıkasında halk birbirini yakından tanır. Her çevre halkının birbirleriyle çeşitli münasebetleri vardır. — Nitekim terbiye, olgunluk ve İslâm topluluğuna bağlılık bunu gerektirir. — Bu suretle her mıntıkanın halkı kendi arasındaki liyakat sahibi insanları yakından tanıyıp bilir. Onlardaki, liyakatin değerini ise iman ölçülerine vurarak takdir eder. Devletin yüksek makamlarına veya mahalli idarelere bunlar arasından ehil olanları göndermek çevre halkı için güç bir iş değildir. Fakat ehemmiyet arzeden emirliklere gelince... Onları imam seçer. İmamı da ehli hal ve akid sahiplerinin namzet gösterdiği kimselerden millet seçer. Yani imam onları, İslâm hareketi içinde temayüz etmiş kimselerin içinden seçer. İslâm cemiyeti daima hareket hâlindedir. Zira cihat kıyamete kadar bakidir. *************** RAŞİDİ HİLAFET VE CİHAD ***DEVLET (OTARİTE) OLMADAN CİHAD OLMAZ. https://www.youtube.com/watch?v=lRGAxG5nkU0&list=PLkfHFbBueve6YCNdDRIExA4yi_-F3ggP-&index=1 **************************** Bugün İslâm nizamı veya İslâm teşkilatı üzerinde fıkir yürütüp kalem oynatanlar yanlış yola sapıp çıkmaza girmektedirler! Bunlar İslâm nizamı esaslarının ve eldeki fıkıh hükümlerinin boşlukta_tatbik edilmesini istiyorlar! Bu nizamın bu günkü fertlerin meydana getirdiği cahiliyet toplumunda tatbikine yelteniyorlar! Halbuki —~ İslâm nizamının temel yapısı ve onun fıkıh hükümleri yanında — bu-günkü cahiliyet topİumu boşluk sayılır,~Bu boşlukta böyle bir nizamın~ve~bu türlü hükümleri tatbiki mümkün değildir .Bu toplumu meydana getiren lertler islâm Toplumunu meydana getiren fertlerle taban tabana zıttır. İslâm toplumu- daha öncede söylediğimız gibi bu toplumdaki İslâmî hareketliliğin yetiştirdiği fertlerden meydana gelmiştir. Birçok değerlere sahip olan bu şahsiyetler islâm nizamını cihana yaymayı kendilerine vazife edinmişlerdir. İnsanları cahiliyetten kurtarıp islâma dahil edebilmek için cahiliyet toplumuyle mücadeleye girişirler. Bu mücadele esnasında cahiliyetin her türlü "baskı, zulüm ve işkencelerine göğüs gererler. Bu faaliyetlerinin başlangıç noktasından son noktasına varıncaya kadar bütün müşkülleri sabır ye tahammülle karşılarlar. Halihazırdaki cahiliyet toplumuna gelince, bu toplum İslâm ve imanla alâkası olmayan esaslar üzerine kurulmuş bir toplumdur.îslâmî hareketlilikten uzak ve uyuşukluk içinde yaşar...'— Bu sebepledir ki — bu toplum, İslâm nizamı ^ve onun fıkıh hükümlerine nispetle boşluk sayılmaktadır'. Bu boşlukta ne İslâm nizamı yaşayabilir, ne de onun fıkıh hükümleri!.-.“ Bahsettiğimiz yazarlar İslâm nizamı ve fıkıh hükümlerinin tatbiki için çare ararlarken kendilerini ilk hayrete düşüren şey İslâm nizamında ehli hal ve akit sahibi kimselerin seçilme tarzıdır. Bunların kendi kendilerini tezkiye edip aday göstermeden seçilebileceklerini bir türlü akıllarına sığdıramazlar! İçinde yaşadığınız şu toplumlarda bu nasıl mümkün olabilir! Zira bu toplumların insanları ne doğru dürüst birbirlerini tanırlar, ne de birbirlerinin liyakat, dürüstlük ve itimat derecelerini bilirler!.. Bunları hayrete düşüren diğer bir husus ta devlet başkanı olan imamın seçilme tarzıdır, imamı doğrudan doğruya halk mı seçecektir, yoksa hal ve akd sahibi zevat mı? İslâm nizamında kendi kendini aday göstermek ve tezkiye etmek gibi şeyler olmadığına göre bu zevatı imamın seçmesi gerekir. Fakat imam tarafından seçilen zevat nasıl tekrar dönüp imamı seçebilir? Seçtiği takdirde en büyük makamı işgal eden imam üzerinde baskı unsuru sayılmazlar mı? Yahut imam onları seçerken liyakattan daha çok, kendisine bağlı kalıp kendisini seçeceklerinden emin olacağı kimseleri o makamlara getirmez mi?.. Yollarını şaşırıp saplandıkları çıkmazda, cevabını bulamadıkları bu ve buna benzer daha bir çok sualler vardır. ^ Ben size, yollarını şaşırıp saptıkları bu çıkmazın başlangıç noktasını izah edeyim. İçinde yaşadığımız şu cahiliyeti kabul ettiğimiz takdirde, ahlâk ve fazilet derecelerini yakinen bildiğimiz fertlerin meydana getirdiği bu cemiyete İslâm nizamı ve İslâm hukukunun uygulanması istenecektir! Çıkmaz sokağın başlangıç noktası burasıdır.. *********************** BİR İNSANIN BU DÜNYAYA GELİŞ GAYESİ İÇİN TAKİP EDECEĞİ İSTİKAMET. http://www.dailymotion.com/video/x3tcd8a SEN VE SENİN DAVAN ÖNEMLİLER İÇİNDE BİR İLK'TİR UNUTMA...! http://www.dailymotion.com/video/x4bi2k2_sen-ve-senin-davan-onemliler-icinde-bir-ilk-tir-unutma_videogames · Bağlantı · ***DAVA ADAMLARINA... 2017*son asrın,yüz yılın teknolojisiyle,ilmiyle hazırlanmış İslam Akidesi. http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb ***----- Bu toplumda hizmet yapacak olanlar o hizmetin külfetini ancak Allah’ın rızasını kazanmak ve verilen vazifeyi hakkıyle yerine getirmiş olmak için yüklenirler. Bundan ötürüdür ki; kendi kendilerini tezkiye edip iyi insan olduklarını ileri sürerek vazife isteyenler,' kendi menfaatleri için bu vazifeyi basamak yapmak emelini taşırlar.! Bu türlü insanlara vazife verilmemelidir.! Bu gerçeği daha iyi kavrayabilmemiz için İslâm toplumunun neş’et ettiği tabiî şartlara bir gözatmak ve onu meydana getiren fertlerin temel yapısını iyi bilmek gerekir. Bu cemiyeti meydana getiren unsur hareket unsurudur. İslâm cemiyetinde İslâm akidesinin doğurduğu bir hareketlilik vardır... Önce şunu izah edelim: Peygamberlerin yaşadıkları devirlerde İlahî kaynaktan gelen akide, onlar tarafından hem tebliğ hem tatbik edilir. — aradan zaman geçtikten — sonra ise, Allah tarafından gönderilip peygamber tarafından tebliğ ve tatbik olunan bu İlâhî nizamın tebliği ve tatbikini gerçek müslümanlar kabulleniyor. İnsanları hak dine hak nizama davet ediyorlar. Davet edilen yerlere hâkim durumda olan cahiliyetin fitne ve zulümleriyle karşılaşıyorlar. Bunlardan bazıları fitneliklere kapılıp dininden dönüyor, bazıları Allah’a karşı verdiği söze sadakat göstererek şehit olana kadar mücadele ediyor, diğer bazıları ise, kavmiyle kendi arasında Allah’ın hak ile hüküm vereceği güne kadar mücadelesine devam ediyor... Allahuteâlâ bunların yardımcısı oluyor, takdirini bunların meydana getirdiği perde ile gizliyor ve yeryüzüne sağlam bir şekilde yerleştiriyor bunları... Çünkü Allah, kendi nizamının yayılmasına çalışanlara yardımcı olacağını vaad etmiştir. Yeryüzünde Allah'ın hakimiyetini kurmaları — yani Allah’ın nizamını hâkim kılmaları — için bunlara yardımcı olup istikrarlarını temin etmeyi üzerine alıyor Allahuteâlâ. Ve bu yoldaki başarı Allah’a bir şey sağlayacak değildir. Gaye Allah dininin muzaffer olması ve kulların Allah’ın rubûbiyetinde istikrar kılmasıdır. İslâmî yaymakta olan bu mü’minler için duracakları belli bir sınır yoktur. Ne coğrafyanın çizdiği sınırlar, ne ırkları birbirinden ayıran hudutlar; ne dillerin, ne renklerin, ne milliyetlerin ne de beşeriyet tarafından meydana getirilen diğer herhangi bir âdi unsurun çizdiği belli bir sınır onların ilerlemesine mani olabilir! Onların bu yolculuğu, sadece, insan denen varlığı rabbani akide sayesinde mutlak hürriyete ulaştırmak içindir. Bütün insanları... Yeryüzünün her karış toprağında Allah’tan gayri tapmakta olduğu her türlü put ve putlaştırılmış yaratıklardan kurtarmak, bu düşük seviyeden alıp lâyık olduğu yüceliklere ulaştırmak için...14 Bu dinin cemiyete bahşettiği hareketlilik esnasında — ki biz bu hareketin, herhangi bir yerde bir İslâm devleti kurulması halinde veya milliyet, kavmiyet gibi şeylerin çizdiği hudutlar önünde durmayacağına işaret etmiştik — fertlerin cemiyet içindeki seviye ve değerleri ortaya çıkar. Bu seviye ve değerlerin kıymet ölçüsü imandır. İman yönünden tartılır ve ölçüye vurulur. Herkes birbirini bu ölçüyle değerlendirir ve bu ölçüyle birbirlerini tanırlar. Cihat yolundaki tahammülde, takvada, sâlih kul olmakta, ibadette, ahlâkta, liyakat ve ehliyette hep bu ölçü kullanılır... Bütün bunları gerçekler tayin eder, hareketler ortaya çıkarır ve hem toplum hem o vasfı taşıyan şahıs tarafından bilinir... Bunun içindir ki, bu vasıflara sahip olan kimseler kendi kendilerini tezkiye etmeye ihtiyaç duymazlar. Böyle bir tezkiyeye dayanarak devlet veya hükümetin yüksek kademelerinde vazife istemezler... İşte böyle bir doğuşla bir İslâm cemiyeti doğar. Bu cemiyeti meydana getiren fertler, cemiyetteki iman hareketlerinin kazandırdığı o yüksek vasıflarla muttasıftırlar. —İslâm cemiyetinin ilk doğduğu sıralarda, Muhacirin, Ensar, ehli Bedir, ehli Biat-ı Rıdvan ve M e k k e fethinden önce hem orduya maddi yardım yapıp hem savaşa katılanlarda görüldüğü gibi — Artık bu cemiyetin fertleri İslâm uğruna her türlü sıkıntıyı memnuniyetle karşılarlar... / Artık böyle bir toplumda hiç kimse diğerini küçümsemez. — Beşer olmaları dolayısıyle zaman zaman zaaf ve ihtirasa düşseler dahi— biribirierindeki fazilet ve liyakatları inkâr etmezler. İşte o zaman, büyük vazife makamları, gerçek tezkiye kaideleriyle tezkiye olunmuş bu insanların vazife talep etmeleri için can atar... Şimdi böyle bir toplumun ancak tarihî şart ve sebeplerle ilk doğuşta kurulabileceğini düşünenler vardır! Bunlar, her İslâm toplumunun yeni baştan kurulması gerektiğini unutuyorlar... Bu gün de, yarın da bu toplum vücuda getirilmek istendiği takdirde, insanları içinde bulundukları cahiliyetten çıkarıp yeni baştan İslâm dinine girmelerini temin etmek gerekir... İşte başlangıç noktası burasıdır... Ondan sonra — İslâmın ilk kuruluşunda olduğu gibi — müşkülatlar ve imtihanlar devresi gelir. Bazısı fitnelere kapılıp dininden döner, bazısı Allah’a karşı verdiği sözde durup şehit oluncaya kadar mücadele eder, bazısı İslâm uğruna bütün güçlükleri sabır ve tahammülle karşılarken mü’min kardeşlerini de ayni sabır ve tahammüle teşvik eder.. Bunlar için cahdiyete tekrar dönmek, kendini ateşe atmak kadar korkunçtur. Artık Allahuteâlâ — ilk kuruluşta müslümanlara yeryüzünde nasıl istikrar sağladı ise — kendilerine istikrarı sağlayıncaya ve kendileriyle kavimleri arasında hak ile hüküm verinceye kadar mücadele ederler. Neticede, Allah’ın mülkü olan yeryüzünün bir köşesinde gerçek İslâm nizamı kurulmuş olur... O vakit bu İslâm nizamının hareketliliği başlangıç noktasından itibaren devam eder. Bu hareketlilik içinde yetişen hareketli mücahitler imanın çeşitli kademelerinde değer ve mevki sahibi olurlar... Artık böyle bir toplumun fertleri için kendi kendilerini tezkiye ("temizlemek, arıtmak")etmek ve yüksek mevkilere aday olmak bahis konusu değildir. Çünkü kendileriyle birlikte mensup oldukları toplum da mücadeleye katılmış, onlardaki değerlere bizzat şahit olmuştur. Onları tezkiye edecek olan da, aday gösterecek olan da toplumun kendisidir!.. ************************ 2017*son asrın,yüz yılın teknolojisiyle,ilmiyle hazırlanmış İslam Akidesi. http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2016/01/asl-nedir1-kok-esas-temel-kaide-asl.html?spref=fb ******************************* Bu izahımızdan sonra denebilir ki: Anlattıklarınız İslâm toplumunun kuruluş merhalelerindeki durumlardır. Acaba bu toplum kurulup oturduktan sonra durum ne olacaktır? Böyle bir sual, bu dinin yapısını bilmeyenlerin sualidir! Bilmek lâzımdır ki, bu din devamlı olarak hareket halindedir. Yeryüzündeki insanları... “Bütün yeryüzünü”... “Bütün insanları” Allah’tan başkasına tapmaktan kurtarıp hürriyete kavuşturmak için hareket halindedir... Bitip tükenmesi söz konusu olmayan bu hareketiyle, tabiat, cinsiyet, kavmiyet veya beşeriyetin meydana getirdiği diğer herhangi bir âdi anlayışın hududunda duraklamadan yürüyecek ve insanoğlunu putperestlikten kurtaracaktır!.. Şu halde — bu dinin asıl temel yapısı olan — hareket, müşkülatlara göğüs gerenleri, ehliyet ve liyakat sahibi olanları yetiştirip ortaya koymaya devam edecektir. — İslâmdan uzaklaşmadığı müddetçe — toplumu durgunluğa ve ümitsizliğe düşürecek herhangi bir duraklama kat’iyen söz konusu olamaz. Kendi kendisini tezkiye ederek vazife talebinde bulunmayı yasaklayan fıkıh hükmü de böylece devam edecektir. Tezkiye, ancak İslâm cemiyetinin hareketliliği içinde yüksek vasıflarla yetişenlerin yine o cemiyet tarafından tezkiye edilmesi şeklinde olabilir. Denebilir ki, İslâm toplumu büyüyünce kimse kimseyi tanımaz hâle gelir. Liyakat sahiplerinin propaganda yoluyle kendilerini tanıtmaları ve yapabilecekleri vazifeye talip olmaları gerekir! Bu söz de günümüzün cahiliyet toplumlanndan müteessir olanların vehimlerinden ibarettir... Müslüman topluluğun her mıntıkasında halk birbirini yakından tanır. Her çevre halkının birbirleriyle çeşitli münasebetleri vardır. — Nitekim terbiye, olgunluk ve İslâm topluluğuna bağlılık bunu gerektirir. — Bu suretle her mıntıkanın halkı kendi arasındaki liyakat sahibi insanları yakından tanıyıp bilir. Onlardaki, liyakatin değerini ise iman ölçülerine vurarak takdir eder. Devletin yüksek makamlarına veya mahalli idarelere bunlar arasından ehil olanları göndermek çevre halkı için güç bir iş değildir. Fakat ehemmiyet arzeden emirliklere gelince... Onları imam seçer. İmamı da ehli hal ve akid sahiplerinin namzet gösterdiği kimselerden millet seçer. Yani imam onları, İslâm hareketi içinde temayüz etmiş kimselerin içinden seçer. İslâm cemiyeti daima hareket hâlindedir. Zira cihat kıyamete kadar bakidir. *************** RAŞİDİ HİLAFET VE CİHAD ***DEVLET (OTARİTE) OLMADAN CİHAD OLMAZ. https://www.youtube.com/watch?v=lRGAxG5nkU0&list=PLkfHFbBueve6YCNdDRIExA4yi_-F3ggP-&index=1 **************************** Bugün İslâm nizamı veya İslâm teşkilatı üzerinde fıkir yürütüp kalem oynatanlar yanlış yola sapıp çıkmaza girmektedirler! Bunlar İslâm nizamı esaslarının ve eldeki fıkıh hükümlerinin boşlukta_tatbik edilmesini istiyorlar! Bu nizamın bu günkü fertlerin meydana getirdiği cahiliyet toplumunda tatbikine yelteniyorlar! Halbuki —~ İslâm nizamının temel yapısı ve onun fıkıh hükümleri yanında — bu-günkü cahiliyet topİumu boşluk sayılır,~Bu boşlukta böyle bir nizamın~ve~bu türlü hükümleri tatbiki mümkün değildir .Bu toplumu meydana getiren lertler islâm Toplumunu meydana getiren fertlerle taban tabana zıttır. İslâm toplumu- daha öncede söylediğimız gibi bu toplumdaki İslâmî hareketliliğin yetiştirdiği fertlerden meydana gelmiştir. Birçok değerlere sahip olan bu şahsiyetler islâm nizamını cihana yaymayı kendilerine vazife edinmişlerdir. İnsanları cahiliyetten kurtarıp islâma dahil edebilmek için cahiliyet toplumuyle mücadeleye girişirler. Bu mücadele esnasında cahiliyetin her türlü "baskı, zulüm ve işkencelerine göğüs gererler. Bu faaliyetlerinin başlangıç noktasından son noktasına varıncaya kadar bütün müşkülleri sabır ye tahammülle karşılarlar. Halihazırdaki cahiliyet toplumuna gelince, bu toplum İslâm ve imanla alâkası olmayan esaslar üzerine kurulmuş bir toplumdur.îslâmî hareketlilikten uzak ve uyuşukluk içinde yaşar...'— Bu sebepledir ki — bu toplum, İslâm nizamı ^ve onun fıkıh hükümlerine nispetle boşluk sayılmaktadır'. Bu boşlukta ne İslâm nizamı yaşayabilir, ne de onun fıkıh hükümleri!.-.“ Bahsettiğimiz yazarlar İslâm nizamı ve fıkıh hükümlerinin tatbiki için çare ararlarken kendilerini ilk hayrete düşüren şey İslâm nizamında ehli hal ve akit sahibi kimselerin seçilme tarzıdır. Bunların kendi kendilerini tezkiye edip aday göstermeden seçilebileceklerini bir türlü akıllarına sığdıramazlar! İçinde yaşadığınız şu toplumlarda bu nasıl mümkün olabilir! Zira bu toplumların insanları ne doğru dürüst birbirlerini tanırlar, ne de birbirlerinin liyakat, dürüstlük ve itimat derecelerini bilirler!.. Bunları hayrete düşüren diğer bir husus ta devlet başkanı olan imamın seçilme tarzıdır, imamı doğrudan doğruya halk mı seçecektir, yoksa hal ve akd sahibi zevat mı? İslâm nizamında kendi kendini aday göstermek ve tezkiye etmek gibi şeyler olmadığına göre bu zevatı imamın seçmesi gerekir. Fakat imam tarafından seçilen zevat nasıl tekrar dönüp imamı seçebilir? Seçtiği takdirde en büyük makamı işgal eden imam üzerinde baskı unsuru sayılmazlar mı? Yahut imam onları seçerken liyakattan daha çok, kendisine bağlı kalıp kendisini seçeceklerinden emin olacağı kimseleri o makamlara getirmez mi?.. Yollarını şaşırıp saplandıkları çıkmazda, cevabını bulamadıkları bu ve buna benzer daha bir çok sualler vardır. ^ Ben size, yollarını şaşırıp saptıkları bu çıkmazın başlangıç noktasını izah edeyim. İçinde yaşadığımız şu cahiliyeti kabul ettiğimiz takdirde, ahlâk ve fazilet derecelerini yakinen bildiğimiz fertlerin meydana getirdiği bu cemiyete İslâm nizamı ve İslâm hukukunun uygulanması istenecektir! Çıkmaz sokağın başlangıç noktası burasıdır.. *********************** BİR İNSANIN BU DÜNYAYA GELİŞ GAYESİ İÇİN TAKİP EDECEĞİ İSTİKAMET. http://www.dailymotion.com/video/x3tcd8a SEN VE SENİN DAVAN ÖNEMLİLER İÇİNDE BİR İLK'TİR UNUTMA...! http://www.dailymotion.com/video/x4bi2k2_sen-ve-senin-davan-onemliler-icinde-bir-ilk-tir-unutma_videogames
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder