BİZLER NEDEN İŞBİRLİĞİ YAPAMIYORUZ? -1-
İlişkilerin doğasında bir kaç temel biçim vardır.
İlişki nötrdür. Bir teğet dokunma olmuştur fakat ilişki besleyici ya da yıkıcı biçimde gelişmemiştir.
Rekabet ya da çatışma tabanlıdır.
Paylaşma ya da işbirliği mahiyetindedir.
İyilik ya da yardımlaşma tabiatındadır.
İyilik ve yardım etmek niteliğinde ki ilişkide, karşılık beklenmez. Ancak diğerleri karşılıklılık esasına dayanır.
Bu yazının konusu olan işbirliği ilişkisinin doğasında, amaçları ve hedefleri olan unsurlar vardır. Bunlar amaç ve hedeflerini gerçekleştirmek için bireysel çabalarını gösterirler, birikimlerini ve yeteneklerini kullanırlar.
Ancak bu kaynaklar ve yetenekler, hedeflerini tahakkuk ettirmeye, sorunları gidermeye, riskleri izale etmeye yeterli olmuyorsa, bu kere çevreye yönelip; ya yardım almaya ya da işbirliğine ihtiyaç duyarlar.
İşbirliği geliştirmek için ya hizmet satın alırlar veya karşılıklı işbirliği geliştirmeye çalışırlar.
Karşılıklı işbirliğin de, ya stratejik zaruret ve mecburiyet vardır; ya da bilinçli oluşturulmuş ortak paydalarla gönüllülük esası rol oynar.
Bu tablo çerçevesinde, gönüllülük esasına dayalı, karşılıklı işbirliğinin oluşabilmesi için;
Tarafların bilinçli bir süreçle gerçekleştirmeye çalıştıkları amaçları ve hedefleri olmalıdır.
Bunları kendi imkanlarıyla gerçekleştirmeye çalışan tarafların; hedeflerini kendi imkanlarıyla gerçekleştirmeyeceklerini; ortaya çıkan sorunları çözemeyeceklerini; riskleri yönetip, çatışma ve rekabeti göğüsleyemeyeceklerini, henüz her şey tükenmemişken anlamaları gerekmektedir.
Bunun için, karşılıklılık esasına göre, üzerine düşeni yapmaya, sorumluluk almaya, uyumlu, adil ve dengeli olmaya hazır olmalıdırlar.
Eğer bu işbirliği gönüllülük esasına dayanacaksa, işbirliğine girilecek taraflar da ortak paydaların olması gerekmektedir.
İşbirliği basit bir fonksiyonun yerine getirilmesine ilişkin ise; talep, saygı, adalet, iki tarafın işinin görülmesi ve şükran yeterlidir.
Eğer işbirliğini gerektiren hususlar daha geniş, büyük, çaplı ise bu durumda, varlık nedeninden başlayarak, bunun fonksiyonu olan güncel hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik tam mutabakatların ve ortak paydaların olması gerekmektedir. Bu durum ortak dava mahiyeti taşımaktadır.
Bazı durumlarda tam mutabakat ve ortak payda olmaksızın, tarafları ilzam eden kısmi mutabakatlarla işbirliği yapılması da mümkündür. Bu hal, çerçevesi belirli bir hukukla gerçekleşir.
Bu yazıya esas işbirliği, dava mahiyetli olandır.
Bu tür işbirliğinde tarafların ortak paydaları; varlık nedeni ve bunu tahakkuk ettirmek için zorunlu tüm kök hükümler üzerindedir. Bu asgari koşuldur.
Üzerinde kamil (hatta nitelikli kısmi) anlamda işbirliği geliştirilemeyen konular, Müslümanların, varlık nedenlerine ve varlık hükümlerine uygun bir hayatın inşası, bu süreçte ortaya çıkan sorunların çözümü, risklerin bertarafı ve ihtiyaçların giderilmesi çerçevesindedir.
Kendi varlık nedenlerini tahakkuk ettirecek bir hayatı inşa etmek için, sahih, planlı ve etkin çalışmalar içerisinde oldukları görülmeyen Müslümanlar, başka varlık nedenlerinin gerçekleştirildiği sistem ve vasatların içerisinde yaşamaktan rahatsız olmamakta ve bu durumu büyük bir hızla içselleştirmektedirler.
Karşı karşıya bulundukları sorun ve riskleri görmemeye ve yokmuş gibi davranmaya çalışmak gibi bir “strateji” geliştirmektedirler.
Hülasa, küresel çapta, Müslümanlar, kendi perspektiflerinden okudukları bir hayata ve durumlara ilişkin, sahih ve kamil bir işbirliği içerisinde değillerdir.
İşbirliği yaptıklarını iddia ettikleri alan ve zeminlerin dikkatli analiz edilmesi sonucunda, bu işbirliğinin; ya mevzi ve etkisiz, ya da kendi perspektif ve hükümlerinden doğan hedeflere, sorunlara ve ihtiyaçlara ilişkin olmadığı; başka perspektiflerin politikaları ve stratejileri sonucunda oluştuğu görülecektir.
Asıl soru; “Müslümanlar neden, varlık nedenlerini gerçekleştirmek, sorunlarını çözmek, risklerden korunmak ve ortak ihtiyaçlarını gidermek için; kendi perspektiflerinden yaptıkları analizler, geliştirdikleri politika ve stratejiler çerçevesinde; sahih ve etkili işbirlikleri geliştiremiyorlar ve birbirlerine yardım etmiyorlar?”